Basit yüz kremi

En büyük organımız derimizdir. Cildimiz, kendisine temas eden kimyasalları kan dolaşımı yoluyla tüm vücudumuza yaymaktadır. Hele ki kullandığımız kimyasallar zararlı ve biyobirikimli (*) ise asıl sorun o zaman başlamaktadır. İşte tüm bunlardan dolayıdır ki cildimize temas eden ürünlere karşı çok daha seçici ve dikkatli olmamız gerekir.

Benim sizlere önerim; satın alacağımız kozmetik vb. ürünlerde içindekilerle ilgili nelere dikkat edelim; parapen, petrokimyasal bazlı sentetik girdiler mi kullanılmış vs. gibi detaylara enerjimizi harcamak yerine, neleri nasıl kullanarak kendi cilt bakım ürünlerimizi daha sağlıklı malzemelerle kendimiz yapabiliriz sorularına ağırlık verelim.

Belki de şimdi yazacağım cümle bazılarınızdan tepki almama neden olacak ama ben yine de sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben özellikle cildimizi gençleştirmek yada yaşlanmasını geciktirmek adına kullanılan ticari marka nemlendiricileri, göz çevresi kremi, kırışıkları azaltan ve hatta yok ettiğini iddia eden kremleri, gece ve gündüz kremi vs. gibi ürünlerin hep ticari pazarlama taktikleri sonucunda biz kadınları ”sanal” bir dünyaya sıkıştırmak için pazarlandığına inanıyorum.

Öylesine sanal ve korku dolu bir dünya yaratıyorlar ki neredeyse hepimiz aynalara düşman olmuş ve kırışıklarımız var mı yok mu, varsa gittikçe sayısında artış gerçekleşiyor mu diye farkında olarak yada olmayarak korku ve stres dolu günler yaşıyoruz ve deli gibi mucizevi sonuçlar beklediğimiz kozmetik markaların ve ürünlerin araştırmasına başlıyoruz.

Cildimiz için hiç bir şey kullanmayalım demiyorum, hatta benimki gibi kuru bir cildiniz varsa mutlaka uygun ürünler kullanmanız şart demek oluyor. Ama mucizevi ürünler aramak ve araştırmak yerine bence öncelikle yapılması gereken sağlıklı ve doğal beslenmek ve sonrasında doğru kozmetikleri basit girdiler kullanarak kendimiz yapmaya çalışmak olmalı diye düşünüyorum.

Tüm bu düşüncelerin de etkisiyle uzun bir zamandır kendi yüz kremimi kendim yapıyorum. Yıllar yılı “benim cildim en iyisini ve en kalitelisini hak ediyor” diyerek bilmediğim kimyasalları cildime sürmüşüm ve ne kadar da gereksiz yere para harcamışım, yazık…

Ev yapımı yüz kremi tarifleri araştırmaya başladığımda gördüm ki ağırlıkta yağlar kullanılıyor. (Satın aldığınız kremlerin içindekiler kısmına dikkatle baktığınızda değişik yağların kullanıldığını görebilirsiniz.) Doğal yağları kullanarak ev yapımı kozmetik ürünler yapmak istediğimizde, esansiyel yağ ve taşıyıcı (sabit) yağ arasındaki farkları bilmek ise hem faydalı hem de oldukça önemli.

Sabit yağ ve esansiyel yağ nedir?

Taşıyıcı yağlar (bitkisel yağlar, sabit yağlar); bitkilerin yağlı kısımlarından çıkartılırlar ve temel olarak uçucu (buharlaşabilen) esansiyel yağları taşımak için kullanılırlar. Sabit yağlar kolayca buharlaşmazlar. Esansiyel yağlar ise bitkilerin çeşitli yerlerinden damıtılarak yapılan uçucu ve aromatik karışımlı sıvılardır (yani gerçek bir yağdaki gibi yağ asitlerine sahip değillerdir, çoğunlukla renksizdirler). Bitkilerin “öz”‘ünden elde edildikleri için “esansiyel” yağ denmektedir. Bu tip yağlar oldukça konsantre oldukları için mutlaka cildinize ve kullanım amacına uygun olacak şekilde taşıyıcı-sabit yağlarla inceltilmesi (seyreltilmesi) gerekmektedir. Esansiyel yağlar cilde direkt uygulanmamalıdır (cildi tahriş edebilir!!!). (kaynak: naturalchica)

Taşıcı yağlara örnek —————-Esansiyel yağlara örnek

* Jojoba yağı ———————— * Limon yağı

* Tatlı badem yağı ——————-* Lavanta yağı

* Buğday yağı ———————— * Çay ağacı yağı

* Zeytinyağı ———————— –* Biberiye yağı

* Shea (karite) yağı ——————-* Nane yağı

* Hindistan cevizi yağı —————* Tatlı portakal yağı

* Üzüm çekirdeği yağı —————-* Gül ağacı yağı

* Avokado yağı ———————– * Greyfurt yağı

***

Yağlar cildin nemlendirilmesinde nasıl bir rol oynuyor diye araştırdığımda şunu öğrendim; yağlar cildimizdeki nemin azalmasını engelliyorlar. Nasıl engelliyorlar peki? Cildin üzerinde bariyer oluşturarak nemin ciltte hapsolmasını sağlıyorlar. Ve kullandığınız yağın içindeki özelliklere göre cildin beslenmesine katkıda bulunuyorlar. (kaynak: rodale.com)

Ayrıca yağlarla ilgili şehir efsanesi gibi dilden dile dolaşan bir yanlış bilgi ise; yağlı ciltler için doğal yağların kullanılmasının sakıncalı olduğu yönünde. Yağlı cilde sahipseniz yapmanız gereken şey “doğru” yağı bulabilmek ve bulduğunuz bu yağın komedojenik yani gözenekleri tıkayıcı özellikte olup olmadığını araştırmak. (Yağlı ciltlerde de yağların nemlendirici olarak kullanılabileceği ile ilgili daily glow internet sitesinde açıklayıcı bilgiler var.) Aslında her cilt türü için seçilecek yağın komedojenik olup olmadığı önemli tabii. Çeşitli yağların komedojenik özellikleri ile ilgili daha detaylı bilgi için benefical botanicals internet sitesine göz atabilirsiniz.

Yağların ev yapımı kremlerde yaygın bir şekilde kullanıldığını öğrendikten sonra benim cilt tipime hangilerinin uygun olduğunu araştırmaya başladım. Kuru ciltler için faydalı çok fazla yağ çeşidinin varlığına şahit oldum bu araştırmalarım sırasında. Ama bu konuda aç gözlü davranmamaya karar verdim. Çünkü her bir yağ çeşidinin özelliklerini okudukça ister istemez “bunu da almalıyım, aaa bu da güzelmiş hadi bunu da alayım” demeye başlıyorsunuz ki pek de arzu ettiğim bir durum değil!

Basit yani içinde en az girdiyle ve en etkili kremi yapabilmekti amacım ve bunun için okuduğum kaynaklardan edindiğim bilgiler neticesinde sadece “SHEA (KARİTE) YAĞI”nı edinmeye karar verdim. Kuru ciltler için uygun olan organik hindistancevizi yağı evimde mevcuttu zaten.

Bahsi geçen yağlara cildimin nasıl tepki vereceğini gözlemlemek için her birini ayrı ayrı birer hafta kadar kullandım ve sonrasında etkilerine göre yapacağım kremde hangi oranlarda kullanacağıma karar verdim.

Basit yüz kreminde kullandığım yağlar:

1) Shea (karite) yağı:

Benim favorim… O kadar etkili ve faydaları öylesine çok ki… Çook meşhur ve pahalı bazı markalar ağırlıkta shea yağının kullanıldığı ürün gamlarına bile sahipler. Kullandığım shea yağı organik, rafine edilmemiş, soğuk sıkım ve fildişi renginde (renk çok önemli). Böylesine doğal ve tabiatın bizlere hediyesi olduğunu düşündüğüm bu yağın özelliklerinden hiç bahsetmezsem eğer büyük bir haksızlık yapacakmışım gibi geliyor bana.

Shea yağı; Afrika’nın batısı ve merkezindeki yarı kurak savannah bölgesindeki Karite ağaçlarının meyvesinden elde edilen katı, sabit bir yağdır. Shea yağı bazen “kadınların altını” şeklinde adlandırılır bunun nedeni ise kırsalda yaşayan birçok Afrikalı kadının geçim kaynağıdır. (Aynı sabun cevizinde olduğu gibi karite ağacı da vahşi doğada kendiliğinden yetişir yani herhangi bir zirai ilaç vs. gibi dışarıdan zararlı etkilere maruz kalmazlar. Ayrıca sabun cevizini toplayan yörenin yerli halkı gibi shea yağı da Afrikalı yerli halkın ciddi anlamda geçim kaynağını oluşturur (BYS)).

Shea yağının kullanım alanlarına gelecek olursak;

* Ciltteki ince kırışıklıklar ve izlerin azalmasına yardımcı olur

* Güneş yanığı ve egzama gibi cilt rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılır

* Oleik, stearik, palmitik ve linolenik asitler gibi bitkisel steroller sayesinde iyileştirici özelliklere sahiptir.

* İçindeki sinnamik asit esterleri sayesinde cildi ultraviyole radyasyondan korur (yani doğal bir güneş koruyucu diyebiliriz). (Shea yağı ile ilgili kaynaklar: greenliving.nationalgeographic, care2, multiculturalbeauty.about)

Shea yağının oldukça fazla kullanım alanı var ve içindekilerle ilgili daha detaylı bilgiler ise ayrı bir yazı konusu aslında. Şimdilik kısa bir tanıştırma faslı olsun bizler için ve ilerleyen zamanlarda daha da detaylı bilgiler paylaşmak için anlatmayı burada sonlandırayım.

Ev yapımı krem yapmadan önce kullanacağım yağları seçmek için kısa bir süre kullandığımı ve ona göre kremimde kullanıp kullanmayacağıma, kullanacaksam hangi oranda olacağına karar verdiğimi daha önce belirmiştim. Gelelim shea yağıyla ilgili gözlemlerime:

Öncelikle; kokusunu ya çok seversiniz yada nefret edersiniz bence ortası yok. Ben kokusuna bayılıyorum, kokusunun neye benzediğini ise tarif etmem çok zor. Oda sıcaklığında, tereyağına benzer şekilde katı formda. Cildinize yağı sürdüğünüzde ise cilde hemen nüfuz etmiyor yani bir süre ince bir tabaka gibi ve hafif yapış yapış bir his uyandıracak şekilde kalıyor. Evet farkındayım, bu yazdıklarım shea yağını pek de cazip bir yağ çeşidiymiş gibi göstermiyor olabilir ama asıl güzelliği yağı sürdükten bir süre sonra ortaya çıkıyor. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu yağı kullandıktan sonra cildiniz ipek gibi yumuşacık oluyor ki ben ciltte bu hissi çok severim.

Shea yağının neye benzediğini sizlere daha iyi anlatabilmek için şu an elime sürüyorum, canlı canlı anlatıyorum yani. Tam olarak ne ile kıyaslayabileceğimi şimdi buldum; ” bepanthen merhem”e çok benziyor. Belki de bu tarz merhemimsi şeylerden hoşlanmıyor olabilirsiniz ama bu durumunda çözümü var.

Çözüm bir; shea yağını sevdiğiniz diğer daha hafif ve cilt tarafından çabuk emilen yağlarla karıştırarak krem haline getirip kullanabilirsiniz.

Çözüm iki; İngilizcede “whipped” şeklinde geçiyor Türkçeye “çırpılmış” diye çevirmek uygun olur sanırım. Neyse; kullanacağınız shea yağını mikser ile çırparak kullanımı daha rahat hale getirebilirsiniz, oldukça etkili bir yöntem.

Yaz mevsiminde kullanacağım ev yapımı kremim için shea yağını işin doğrusu kullanmayı pek düşünmüyordum ama bu yazıyı hazırlarken güneş koruyucu etkisini öğrendiğim için malzeme listeme dahil etmeye karar verdim.

Shea yağı ile ilgili epey bir şey yazdığımı düşünsem de yazdıkça daha da aklıma geliyor ve korkarım ki bu yazı çok ama çok uzun olacak. Neyse konumuza geri dönelim; shea yağının yoğunluğundan dolayı gece kremi olarak kullanılmaya oldukça müsait, göz çevreniz için de kullanabilirsiniz. Ayrıca saçlar için besleyici maske yapımında, dudak nemlendiricisi, vücut kremi olarak da kullanabilirsiniz. Topukları ve dirsekleri çok güzel yumuşatıyor, tırnak etlerinin ise belirgin şekilde yumuşamasına katkıda bulunuyor. Tüm bunlar benim denediğim ve sonucunda memnun kaldığım özellikleri bu çok amaçlı yağın.

2-) Hindistan cevizi yağı:

Benim bir diğer favori yağım. Öncelikle kokusu mükemmel ve cilde çok çabuk nüfuz ediyor. Shea yağıyla arasındaki en büyük farklardan bir tanesi bence cilt tarafından kolaylıkla emilmesi. Özellikle sıcak günlerde kullanım açısından shea yağına göre daha ideal çünkü hem cildinizin nemlenmesine yardımcı oluyor hem de ciltte bir tabaka şeklinde asla kalmıyor ve cildinizi yumuşacık yapıyor. Shea yağı gibi kozmetik sektöründe kullanımı oldukça yaygın. Havalar ısındıkça katı formdan sıvı hale geçiyor. Benim kullandığım hindistan cevizi yağı organik ve soğuk sıkım.

Basit yüz kremi tarifi ve yapılışı

Tarifimi en az ve de cildimin olumlu tepkiler verdiği malzemelerle yapmak istediğimi yazımın başından beri söylüyorum. Bundan dolayı “ev yapımı krem” tarifim oldukça basit ve bana göre oldukça da etkili. Eğer sizler de doğal yağlar kullanarak kendi kreminizi yapmaya niyetli iseniz, cilt tipinize uygun ve kaliteli yağları araştırarak işe başlayabilirsiniz. Sonrasında da kendi ihtiyaçlarınıza cevap vermeye yönelik “kişiselleştirilmiş” tarifinizi oluşturmak kalıyor geriye.

Ev yapımı kremimi nasıl bir yöntemle yaptığımı sizlerle paylaşmamın sizlere fikir verme açısından faydalı olacağına inanıyorum.

* Shea yağı- iki çorba kaşığı kadar
* Hindistan cevizi yağı- iki,üç çorba kaşığı kadar

Tüm bu yağları çukur bir tabağa koydum,

Sonrasında bir çatal yardımıyla iyice karıştırmaya başladım. Yağ miktarı az olduğu için mikseri kullanmak bana pek de pratik gelmedi,

Karıştırmaya ilk başladığınızda yağların formunda her hangi bir değişiklik olmuyormuş gibi geliyor ama çatalla ezerek çırpmaya devam ettikçe yağlar birbirinin içinde çok güzel bir şekilde erimeye başlıyor ve neredeyse köpüğümsü bir kıvama geliyor.

İstediğim kıvama gelmiş olan kremimi küçük bir cam kavanoza aktarmak kalıyor sadece.

.

Verdiğim bu tarifle yapılan kremle ilgili gözlemlerim ise kısaca şöyle; öncelikle shea yağının o merhemimsi yapısından eser yok. Yani cilt tarafından oldukça çabuk emiliyor ve cildi nemlendirmede oldukça etkili. Bu sonucun çıkmasında shea yağını hindistan ceviziyle karıştırmamın ve bu karışımı çatalla çırpmamın yardımı çok bence. Çünkü kış için yaptığım kremde kullandığım yağları çırpmak yerine ılık suda benmari usulü eriterek karıştırmayı tercih etmiştim ama şimdi görüyorum ki yeni yöntem gerçekten de “müthiş”.

Ev yapımı kremimde shea yağı kullanmamın bana sağladığı bir kolaylık da; krem tariflerinde sıkça rastladığımız balmumunu kullanmama gerek kalmaması. Balmumu hem cilt için faydalı özelliklere sahip yanı sıra yapılan kremdeki yağların sıvı formda değil de alıştığınız krem yapısında olmasını sağlıyor. Neden balmumu kullanmadığımı merak edenler için cevabım; shea yağının oda sıcaklığında bile sıvı hale gelmemesi ve eklenen diğer yağlarla karıştırıldığında bile kullanım açısından kolaylık sağlayacak kremsi katı yapısını muhafaza etmesinden kaynaklanmakta.

NOTLAR

Not 1: Kullanacağınız easansiyel yağlara alerjiniz olup olmadığını anlamak için bileğinize herhangi bir taşıyıcı yağ ile bir damla esansiyel yağ damlatıp karıştırın ve cildinize yayın. Bir iki saat içinde her hangi bir yanma yada kızarıklık oluşmuyorsa kullanacağınız yağlara alerjiniz yok demektir. Esansiyel yağınızın saf olup olmadığını evinizde yapacağınız küçük bir testle anlayabilirsiniz. Elişi kağıdına bir damla damlatın, eğer çok çabuk buharlaşıyor ve geride iz bırakmıyorsa test ettiğiniz yağ saftır. (kaynak: crunchy betty)

Not 2: Kozmetik sektöründe olduğu gibi cildimiz için kullanacağımız yağların üretiminde de hassas davranmayan firmalar olabilir. Bundan dolayı ”nasıl olsa ticari marka kozmetik ürün yerine doğal yağ kullanıyorum” deyip tedbiri elden bırakmayın ve alacağınız yağların nasıl üretildiğini öğrenmeye çalışın, organik ve soğuk sıkım yağlar bulmaya özen gösterin.

Not 3: Yağları tıpkı diğer kozmetik ürünlerde olduğu gibi mutlaka temizlenmiş cilde uygulayın.

Not 4: Esansiyel yağları direkt bebeklerin ve çocukların cildine sürmeyin.

Not 5: Doğal yağlarınızı koyu renk şişede ve güneş ışığı görmeyen yerde muhafaza edin. Doğru şekilde saklanan esansiyel yağların raf ömrü ortalama 5 yıldır.

Not 6: Doğal yağ çeşitleri kullanarak kendi kozmetiklerinizi yaparken size tavsiyem küçük gramajlarda yapmanız. Bu tarz yağlar ısıya ve havaya oldukça duyarlı olabiliyorlar. Krem kutusunun kapağının sık sık açılmasından dolayı kullandığınız yağların çabuk okside olup bozulmasını istemiyorsanız, az az yapmanız çok daha uygun olur bence.

Not 7: Her ne kadar doğal yağları ticari kozmetik ürünlerin yerine denemekten korkmamak gerekse de, ilk kez kullanacak olanların bu konuda yeterli araştırmayı yapıp, yağları iyice tanıdıktan sonra satın almalarını ve kullanım sonrasında ciltlerinin vereceği tepkileri mutlaka gözlemlemeleri gerektiğini düşünüyorum. Ben olumsuz hiç bir şey gözlemlemedim cildimde ama hepimizin cilt yapısı elbetteki farklı farklı… O yüzden böylesine önemli bir konuda “mutlaka deneyin çok memnun kalacaksınız” tarzı yönlendirici yorumlar yazmaktan imtina ediyorum.

Not 8: Doğal yağların kullanılmasıyla ilgili bir çekincem ise güneşin etkisi konusunda. Bazı kaynaklar; cilt yağı iyice emdikten sonra güneşe çıkılmasını yoksa ciltte lekeler oluşabileceğini belirtmekte. İlginç olan şu; ev yapımı güneş koruyucusunda “shea, hindistan cevizi yağı” kullanılarak yapılan tariflerin yer aldığı kaynaklar da var. Hatta zeytinyağının kullanılmasını tavsiye eden uzmanlar da var. Benim cildim güneşe karşı çok duyarlı, beyaz tenli olmamın etkisinden sanırım. Buna rağmen bugüne kadar her hangi bir olumsuzlukla karşılaşmadım.

Not 9: Esansiyel yağların kullanımı ile ilgili daha detaylı araştırma yapmak isteyenler için kaynak: aromaweb

Not 10: Shea yağının yüz kremi olarak kullanılmasının faydalarını anlatan detaylı yazı için kaynak: ehow

(*)Biyobirikimli: Bir organizmanın vücudunda zirai ilaçlar ve diğer organik kimyasallar gibi maddelerin birikmesine denir. Organizma, zehirli bir maddeyi o maddenin kaybolmasından daha hızlı bir oranda emerse biyobirikim meydana gelir. Bundan dolayı bir maddenin “yarı-ömrü” ne kadar uzunsa, kronik zehirlenme riski o kadar yüksek olur (kaynak: wikipedia).